GAZİANTEP (İGFA) –DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslendi: “Bir ülkeye hakaretler yağdırarak, söverek cumhurbaşkanı olamazsınız.”
Depremin ardından ilk 48 saatte gecikmeyi elden bırakmayan Babacan, “Bu kriz makro ekonomi ve finans açısından doğru yönetilmezse ‘bina yapalım’ dediğimizde büyük bir enkaz çıkabilir” dedi. yine kal.”
Gaziantep’in Nurdağı ilçesine bağlı Sakçagözü Mahallesi’nde açıklamalarda bulunan Babacan, vatandaşı tehdit ederek hiçbir yere varamayacağını öne sürdü.
Babanca, “Bir ülke, kin ve nefret diliyle hakaretler, küfürler savurularak bir ülkeye Cumhurbaşkanlığı yapılamaz, böyle bir ülke yönetilemez. Acıyı paylaşma zamanı derken iktidarın kin ve öfke dilini kullanması, tehditler savurması kabul edilemez. Gaziantep’te bir esnaf, ‘Not alıyorlardı, deftere yazı yazıyorlardı. O defteri getir, burada yırtarım’ diyor. Vatandaşı böyle tehdit ederek bir yere varamazsınız. Bu büyük sorunu ‘Biz’ diyerek aşabiliriz” dedi.
“İlk 48 saatte kurtarılabilecek hayatlar oldu”
Babacan, “İlk 48 saatte neden herhangi bir işlem yapılmadı?” diyerek, “Kamu ve özel dairelerin vinçleri, iş makineleri neden ilk 48 saatte hızlı devreye girmedi? İster TSK çalışanları olsun, ister madenci olsun, ilk saatten itibaren hızla devreye girmedi mi? Bunlar soruluyor” Gittiğimiz her yerde can kaybının önemli bir kısmı enkaz kaldırma çalışmalarının gecikmesi nedeniyle meydana geldiği için her yerde donma veya enkaz altında kalma nedeniyle hayatını kaybeden vatandaşlarımız olmuştur. Devlet, ilk 48 saat ne oldu, kim kime talimat verdi, kim kime talimat verdi, kim kimden talimat bekledi, bunu her gün sormaya devam edeceğiz, ilk 48 saatte kurtarılabilecek hayatlar oldu. . O canlar kurtarılmadı, kurtarılamadı. Neden devlet sistemini devlet yönetemedi?” söz konusu.
Depremin ekonomik etkileri konusunda kapsamlı bir çalışma başlattıklarını belirten Babacan, “Bu sadece bina yaparak atlatılabilecek bir felaket değil. ‘Yıkıldı, yenisini yapacağız’ demekle iş bitmiyor. Nitekim Türkiye son 5 yıldır ekonomik krizleri defalarca yaşayan bir ülke. Bu krizin makroekonomi ve finans açısından yönetilmesi de son derece değerlidir. Bu gerçek yönetilmezse ‘bina yapalım’ dediğimizde geriye yine büyük bir enkaz kalabilir. Millet olarak bunun bedelini ödeyeceğiz. Çok düzgün ekiplerle yönetilmesi gereken bir kriz. Gerçekten de işinin ehli, bilgili, işinin ehli ekipler halledebilir. Ekiplerin hem sağlam hem de uyarlanabilir olması gerekir. Kriz yönetimi tecrübesi olan grupların ancak bu krizi yönetebileceğini ve bu enkazı kaldırabileceğini bilmemiz gerekiyor” dedi.
